Konferansın açış konuşmasını yapan Samsun Türk Ocağı Başkanı Prof. Dr. K. Tuncer ÇAĞLAYAN, “Türklerin yaklaşık 1000 yıl egemenliğinde kalan Ortadoğu’nun barış, istikrar ve refah içinde bir dönem geçirdiği halde Türklerin Ortadoğu’dan ayrılmasından sonra kan ve gözyaşının hiç eksik olmadığını söyledi. 1918 sonrası bölgeye yerleşen İngiliz ve Fransız idarelerinin getirdiği bölünmüşlük ve yapay sınırlar çatışmaları birlikte getirmekle beraber bağımsızlıklarına ulaştıktan sonra da kan ve gözyaşının devam etmesinde otoriter Arap rejimlerinin de büyük katkısı olduğunu görmek lazım dedi. Son olarak Suriye ve Kuzey ırak meselesinde Türkiye’nin önce Türkmenler demesi gerektiğine dikkat çekti.”

Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Çorum Türk Ocağı Başkanı Doç. Dr. Hilmi Demir, başta Suriye ve Mısır olmak üzere Ortadoğu’daki kan ve gözyaşı sebebinin siyasi değil, Şiiler ile Selefiler arasındaki güç mücadelesi olduğunu söyledi.

Tarih boyunca Türklerin hakimiyeti ile güçlenme şansı bulamayan Şiilerin, 11 Eylül saldırısı sonrası ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle güçlenmeye başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Hilmi Demir, asıl savaşın zıt kutuplu Şii nüfusun Suriye coğrafyasındaki Selefileri tehdit eder hale gelmesi üzerine yaşandığına dikkat çekti. İlahiyatçı Doç. Dr. Demir, Şii-Selefi kavgası bitmeden Ortadoğu’ya barış gelmesinin söz konusu olmadığını kaydetti.

Türk Ocakları Samsun Şubesi’nde ‘Ortadoğu’da Mezhepler Savaşı’ konulu konferans veren Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Çorum Türk Ocağı Başkanı Doç. Dr. Hilmi Demir, Filistin, Suriye ve Mısır başta üzere tüm Ortadoğu ülkelerindeki savaşı değerlendirdi. Savaşın görünen yüzünde Batılı gelişmiş ülkelerin Ortadoğu ülkelerindeki petrol ve doğalgaz zenginliklerine sahip olmak istemesinin bulunsa da savaşın ana sebebinin dini akımlar arasındaki rekabet olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Hilmi Demir, Ortadoğu’daki bu kaos ve zulmün kısa ve orta vadede sona ermesinin mümkün olmadığının altını çizdi.

Suriye’deki savaşın mezheplerle ilgisi olmadığını söyleyen Çorum Türk Ocağı Başkanı Doç. Dr. Hilmi Demir, “2010 yılından itibaren Ortadoğu ciddi bir kaosa sürüklendi, bu da çok kısa sürede sona ermeyecek demiştim. Suriye’de Esed rejimi 2 haftada düşecek denmişti, ama aradan 3 yıl geçti. Suriye’de hala kan akıyor. Ortadoğu’daki savaşın mezhepler savaşı gibi sanılsa da durum böyle değildir. Bunun temeli, tarihsel olarak çok eskiye, Türklere dayanıyor. Türkler hep konfederasyon olan Sünni dünyanın koruyuculuğunu üstlenmiş, Şiiliği reddetmiştir. Şiilik, Türklerin hakimiyeti ile gelişme, genişleme, güçlenme şansı bulamamış, kendi kabuğuna çekilmiştir. Türklerin tarih sahnesine çıkışıyla Hanefilik mezhep olarak baş aktör olmuş, diğer mezhepler de Hanefilik etrafında yaşam şansı bulmuştur. Ama Şiilik, bir türlü gelişememiş. Osmanlı Dönemi’nde de 18. yüzyılda Sünni blok yarılmaya, çatlamaya başlamış, Arabistan’da yeni akım olan Vahabilik ortaya çıkmış. Bunun devamı da Suriye’de Selefilik olarak devam etmektedir.” bilgisini verdi.

11 Eylül saldırısının ardından gerçekleşen ABD’nin Irak işgalinin Şiilerin büyüyüp güçlenmesine fırsat verdiğine dikkat çeken Doç. Dr. Demir, “Ortadoğu’da bugün çatışmanın ana meselesi, nedeni, Hanefiliğin yok edilmesi, onun yerine de Selefiliğin çok güçlü şekilde vücut bulması ve güç kazanmasıdır. Ortadoğu’daki kavga neden var. Çünkü şu an Selefilik ve Şiilik arasında Müslümanlar savrulup duruyor. Ya Şii olacaksınız ya da Selefi. Kan ve gözyaşının sebebi Şiilik-Selefilik kavgasıdır. İkisi de var oluşlarını çatışmadan almakta, kavga taraftarıdırlar. İkisi de dışlayıcı bir iman tanımına sahipler. Dolayısıyla bu güç kavgası sona ermeyeceği için Ortadoğu’ya barışın gelmesi imkansız. Barışın gelebilmesi için Hanefilik mezhebini herkesin iyi öğrenmesi, yaşatması, güçlenmesi lazım. Ortadoğu ne zaman Hanefi olarak bize benzerse barış da o zaman gelir. Biz onlara benzediğimiz sürece barış gelmeyecek. Barışın gelmesi çok zor. Selefilik ile Şiilik Müslümanları sürekli sıkıştırıyor. Çözüm Hanefilik’tedir.” ifadelerini kullandı.

Soru –cevaplarla yaklaşık iki saat süren konferansın kapanış bölümünde Şube Başkanı Prof. Dr. K. Tuncer ÇAĞLAYAN Çorum Şube Başkanı Doç. Dr. Hilmi DEMİR’e Türk Ocağı amblemli tabağı ve Balkan Türkleri Konfederasyonu Başkan Vekili İzzet ALTUNTAŞ ise Türk Ocağı amblemli kupayı takdim etti.
samsunturkocağı.org