AK Partili Külünk'ün bu sözleri olay yaratacak!

Ak Partili Metin Külünk'ten çok konuşulacak açıklamalar... Osmanlı döneminden örnekler vererek Türkiye'nin geldiği noktanın altını çizen Külünk, Cumhuriyet sonrası yapılan yanlışlarla ilgili olarak, bazı kesimleri rahatsız edecek sözler sarf etti.
Ömer Süt'ün haberi...
Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Erdoğan, Yayın Koordinatörü Osman Ateşli,editörlerden Hakan Göksel ve Ömer Süt'ün sorularını yanıtlayan AK Partili Külünk, gündemle bağlantılı olarak çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

ATATÜRK HANGİ MİRASI REDDETTİ?
"ATATÜRK 7 ASIRLIK BİR GEÇMİŞİ REDDETTİ"
AK Parti Hükümeti'nin Türkiye ve Ortadoğu'da çok önemli yeniliklere imza attığını söyleyen Külünk, Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece bir siyasi figür olmadığını aynı zamanda ‘Müceddit' (yenilikçi) olduğunu söyledi. Abdulhamid Han, Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AK Parti'nin başardıklarını 120-130 yıl önce, akıl ölçeği çerçevesi içerisinde başarmaya çalıştı, diye açıklama yapan Külünk, Mustafa Kemal Atatürk'ün, Abdulhamid Han çizgisinin devamı olduğunu ve 7 asırlık bir geçmişi reddettiğini iddia etti.
AK Parti'nin 3 asırlık bir yenilgiyi galibiyete dönüştürdüğünü savunan AK Partili Külünk, Cumhuriyet kurulduktan sonra birilerinin milleti saf dışı bırakarak, Ankara'yı ‘milletsiz' ve ‘İslamsız' bıraktığını söyledi.
Külünk, hilafetin kaldırılması bugün yaşadığımız sıkıntıların miladıdır, dedi ve şu soruyu sormaktan kendini alamadı: Hilafet kaldırılmamış olsaydı Şeyh Said İsyanı diye bir olayı tarih sayfalarında okur muyduk?
"TÜRKÇÜLÜK YAPANLAR MEDİNE VE İSLAM DÜŞMANI"
Devletin geçmişte yaptığı yanlışlarla ilgili olarak çok kritik sorular soran AK Partili Külünk, zaman zaman Başbakan Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında polemiğe sebep olan ‘millet' ve ‘milliyetçilik' tanımı ile ilgili olarak da ezber bozan açıklamalar yaptı:
"Türk Devleti'nin bekası Medine'den geçmektedir. Ne gariptir ki, Türkçülük yapanların hiçbiri Türk değil. Ve ne gariptir ki Türkçülük yapanların hepsi ‘Medine ve Osmanlı Düşmanı' jakobenlerdir. Cumhuriyet'in ürettiği ulusçuluk ve vatandaşlık projeksiyonu başarıya ulaşmamıştır. Bu toprakların genetiğini Medine, Semerkand, Buhara veİstanbul'un eksenini düşünmeden anlamak mümkün değildir. Bu toprağın genetiğini Haçlı Seferleri'nin, Anadolu'da durduruluşunu idrak etmeden anlayamazsınız. "
'İSLAMSIZ ANKARA' KAVRAMI NASIL ORTAYA ÇIKTI?
İŞTE KÜLÜNK'ÜN GÜNDEM YARATACAK AÇIKLAMALARI:
"Batının tefekkürü karşısında, dünyayı Müslümanca kavrama biçiminde bir akıl yenilgisiiçerisindeyiz. Dünyaya verdiğimiz adalet ve barış eksenli nizamı, akıl ve varlığımızla güçlendiremedik. Dolayısıyla batı da akıl ve zenginliği keşfetti. Siyasi, iktisadi ve bilgigücünün olmadığı bir devlet cihan devleti gibi ayakta durması mümkün değildir. İşte Türkiye'de ‘mümkün değil' gerçekleşti ve akılyenilgimiz beraberinde fiziki yenilgiye dönüştü."
"ABDULHAMİD HAN, 130 YIL ÖNCE AK PARTİ'NİN YAPTIKLARINI BAŞARMAYA ÇALIŞTI"
"Osmanlı İmparatorluğu gerek Genç Osman ve II. Mahmut döneminde gerekse sonrasında bunu yani batıyı anlamaya çalıştı ama onların güç ve nefesleri buna yetmedi. Genç Osman (III.Osman) II.Mahmud, III. Selim'den sonra Osmanlı'da Abdulhamid Han'ın çıkışı oldu. Biz Abdulhamid Han'ı doğru okumadığımızdan onu sevgi ile nefret arasında sıkıştırıp, bıraktık. Abdulhamid Han, Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki AK Parti'nin başardıklarını 120-130 yıl önce, akıl ölçeği çerçevesi içerisinde başarmaya çalıştı. "
ABDULHAMİD İLE ATATÜRK ARASINDAKİ BAĞLANTI NE?
"MUSTAFA KEMAL'İN ÇİZGİSİ ABDULHAMİD'İN ÇİZGİSİDİR"
"Abdulhamid Han'ın mücadelesi, batı karşısında mağlup olan doğunun ve Osmanlı'nın barış projesinin, Osmanlı İmparatorluğu'nun hayattaki varlığının "yenilenerek, değişime uğrayarak" nefesinin nasıl uzatılacağının mücadelesiydi. Aslında o yenilikçi ve mücadeleci hareket Cumhuriyet'i üretti. Mustafa Kemal Atatürk, Abdulhamid Han çizgisinin devamıdır. Ama problem şudur: Mustafa Kemal Atatürk, 7 asırlık bir geçmişi reddederek, yeni bir tarih anlayışı üretip, bu tarih anlayışında 1071 ile 1923 arasını hatta Selçuklu'yu da yok sayarak İslam ile bütünleşen Türklerin ürettiği barış sürecini görmemezlikten gelmiş, yeni bir tarih yorumuyla Cumhuriyet sonrasının tarihini oluşturmaya çalışmıştır. Bugünkü çatışmaların, sorunun temelinde de bu anlayış var."
"AK PARTİ 3 ASIRLIK YENİLGİYİ GALİBİYETE ÇEVİRDİ"
"Abdulhamid Han'ın o dönemde başardıkları Cumhuriyet'in temelini oluştururken, Cumhuriyet'in temel kurgusunda 2000'li yıllara kadar bu millet niteliksel arayışlar içerisinde olmuş, AK Parti ve Sayın Başbakanımız bu anlamda 3 asırlık yenilginin pratik üzerinden bir akıl galibiyetine dönüşmesi noktasındaki en önemli "yenileyici" hareket olmuştur. Onun için Ak Parti hareketi bir "Müceddit Hareketi'dir, fıkhen kaşılığında ise "İçtihat Hareketi"dir… Bu sadece Türkiye topraklarında yapılmış olan bir müceddit hareketi değil, bütün bir coğrafyada karşılık bulan bir harekettir. Çünkü bu coğrafyada yaşayan halklar, sıkışmış bir durumdadır. Türkiye o bakımdan batı yakasında olduğu için şanslıdır."
"MİLLİ ŞEF DÖNEMİ BAASCILIK'TIR"
"Türkiye Nasırizm ve Baasizm'i demokratik şartlarda gördü. Türkiye, Nasırizm ve Baasizm'i diktatörlük biçiminde gördü. Adnan Menderes'e yapılanlar, 27 Mayıs, 1946 yılının öncesinin bir bölümü ve Milli Şef dönemi bir Baascılık'tır. Dolayısıyla bu şartlarda Başbakan Erdoğan'ın yenilikçilik çabasıyla, 2002'den bu yana yaptığı reformlar, alimler ve bilim adamları tarafından hayranlıkla karşılanmaktadır. Başbakan Erdoğan bu reformları, yaşamın içinden gelen ve hayata dokunan bir siyasi güç olarak başardı. AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın mücadelesi, bir yenilginin galibiyete dönüştürme mücadelesinden başka bir şey değildir. "
"‘MİLLETSİZ ANKARA' FOTOĞRAFINDA MEHMET AKİF VE SAİD NURSİ YOK"
İnsanı merkeze koyan, farklılıklarını zenginlik olarak kabul eden, bunu gerçek hayatta pratize eden yeni bir devlet felsefesi ve anlayışı var artık Türkiye'de…Ankara'da Cumhuriyet'in kurulmasında kimlerin fotoğrafları var? O fotoğrafta Mehmet Akif, Said Nursi, Çerkez Ethem, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Rauf Orbay ve Atatürk var. Peki 1924'ten sonra o fotoğrafta kimler kaldı? Çerkez Ethem, Mehmet Akif, Said Nursi, kazım Karabekir o fotoğrafta yok. Yani Anadolu'nun dinamikleri gitti. Yani Ankara'yı milletsizleştirdiler.Birlikte kurulan Cumhuriyet'te özellikle 1924'teki anayasadan sonra milleti Ankara'da tasfiye edip, çevreye tutsak ettiler. Ama bu millet 1946 yılına kadar her türlü eziyete ve inkara rağmen köşesine çekilip yine de isyan etmedi.
HİLAFET KALDIRILMASIYDI ŞEYH SAİD İSYAN EDER MİYDİ?
"Hilafetin kaldırılması bugün yaşadığımız sıkıntıların miladıdır. Bugün düşündüğümüz zaman, eğer hilafet kaldırılmamış olsaydı Şeyh Said İsyanı diye bir olayı tarih sayfalarında okur muyduk? Bu soruyu sormak zorundayız. Bu topraklarda üretilen tep tip ulusçuluğu, sosyal ulusçuluk, devlet ulusçuluğun mayası tutmamıştır. Çünkü az önce bahsettiğimiz bu kavramlarda, bir ve beraber olmayı hedefleyen, onları asil kılan bir İslam hamuru yoktur. "
MEDİNE OLMADAN TÜRK DEVLETİ OLMAZ
"‘İSLAMSIZ BİR ANKARA' TASAVVURU BAŞARIYA ULAŞMADI"
"Lozan Anlaşması'yla çizgileri çizilen İslamsız ve milletsiz bir Ankara tasavvuru, Cumhuriyet'in ürettiği ulusçuluk ve vatandaşlık projeksiyonu başarıya ulaşmamıştır.Ankara, Anasır-ı İslam kuramını hiçbir zaman unutamaz. "
"MEDİNE, BUHARA VE SEMERKAND'I ANLAMALISINIZ"
"Son 30 yıldaki terör eylemlerinin akıl merkezine bakın bakalım nasıl bir insan profili üretmiş? Terör örgütünün ürettiği insan profiliyle, Mahmut Esat Bozkurt'un ürettiği veya Hasan Ali Yücel'in köy enstitülerinde ürettiği insan profili arasında ne fark var? Biri bu tarafta Darwinst bir anlayışla tarihi redde dayanan, Türklüğü alıp Şamanizm'e dayandıran ve onu da ‘Baas sosu' ile taçlandırıp, Fransız Aydınlanması'na kitlenen batı sosyal müstemlekesine teslim olmuş bir ulus tipiyle, terör örgütünün ürettiği insan profili arasındaki farkı bana söyleyebilir misiniz? Bu toprakların genetiğini göz önüne aldığınızda hiçbir fark göremezsiniz. Bu toprakların genetiğini Medine, Semerkand, Buhara ve İstanbul'un eksenini düşünmeden anlamak mümkün değildir. Bu toprağın genetiğini Haçlı Seferleri'nin, Anadolu'da durduruluşunu idrak etmeden anlayamazsınız. "
"TÜRK DEVLETİ'Nİ ‘MEDİNESİZ' DÜŞÜNEMEZSİNİZ"
"Neden 28 Şubat, Doğu ve Güneydoğu'daki medreselerin kapısına kilit vurdurdu, oranın aydın ve alim insanlarını sürgüne mecbur etti? Çünkü Milli Şef döneminde yapılmak istenen "10 yılda 15 milyon genç yarattık" denilerek, yapılmak istenenle, 28 Şubat'ta terör örgütünün birlikte akıl üreterek başarmak istediklerinin arasında hiçbir fark yok. Hepsinin merkezinde "Medine düşmanlığı" var. Türk Devleti'nin Medine'siz düşünemezsiniz. Çünkü Türk Devleti'nin bekası Medine'den geçmektedir. "
TÜRKÇÜLÜK YAPANLARA AĞIR SÖZLER
"TÜRKÇÜLÜK YAPANLAR TÜRK DEĞİL"
"Ne gariptir ki, Türkçülük yapanların hiçbiri Türk değil. Ve ne gariptir ki Türkçülük yapanların hepsi ‘Medine ve Osmanlı Düşmanı' jakobenlerdir. Ve bunların tarif ettiği bir Türklük…İşte bunun son örneği Meclis'te yaşandı. CHP'li bir milletvekili çıkıp, BDP'lilere "Türklerle Kürtler eşit olamaz" diyor. Hangi Türklükten bahsediyorsun? Bu anlayışta olan insanlar, o zaman Yavuz Sultan Selim'in İdris-i Bitlisi ile kurduğu bağa, Fatih Sultan Mehmet Han'ın yanı başındaki Molla Gorani (Gorani aşiretindendir) ile Ceziri Ahmed Efendi (Fatih Sultan'a kaside yazan alim) ve Alparslan'ın ordusundaki Kürtlere baksınlar. Yine bu Türklük tanımını yapanlar, İslam'da insanların fıtratına dair bir inkar olup olmadığına baksınlar… Bunların tarif ettiği Türk, Türklükle hiç alakası olmayan, bu topraklara yabancı, ne Oğuz boyuyla ne de Türkmen boyuyla bağlantısı kopan bir Türk'tür… "
"VATANDAŞLIK TANIMI NEDEN DEĞİŞMESİN Kİ?"
"Muhalefet tutturmuş, vatandaşlık, laiklik tanımı değiştirilemez, diye. Kıyameti kopartıyorlar. Neden değiştirilmesin? Vahiy mi bunlar? Cenab-ı Hak bile Kur'an-ı Kerim'de muhkem ayetlerin dışında içtihat yapma hakkı veriyor sana. Allah, akıl verdiği Müslüman'a diyor ki, tevhid ve şirk sınırları içerisinde düşünmekte özgürsün, diyor. Mustafa Kemal, Türkiye vatandaşlığını konuşmamış mı? Konuşmuş. Daha önceki anayasalarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı kavramı konuşulmamış mı? Konuşulmuş…"
"ONLARIN TÜRKİYESİNDE NE KÜRT NE TÜRK NE DE İSLAM VAR"
Niye? Ankara'daki o statüko, "Milletsiz Ankara" tahayyülü içerisindeki akıl hala mevzilerini terk etmedi, terk etmek de istemiyor. Çünkü onların tarif ettiği Türkiye'de ne Türk var ne Kürt ne de İslam var… AK Parti Hükümeti bu noktadan bakıldığında Türkiye'yi yeniliyor. Bir barış sürecinin adıdır "AK Parti Hareketi".
omer.sut@haber7.com
Haber 7



Ak Partili vekil: Türkçülük yapanlar Türk değil

Ak Partili Metin Külünk, cumhuriyetin kurulduğu günlerde yönetimde yer alan kesimlerin çoğunun sonradan tasfiye edildiğini belirterek aslında şu an Türkçülük yapanların çoğunun Türk olmadığını söyledi

Dünya Bülteni /Haber Merkezi
Ak Partili Metin Külünk, son günlerde iktidar ile muhalefet arasında sert tartışmalara neden olan "milliyetçilik" kavramıyla ilgili olarak çok tartışılacak iddialarda bulundu. Türkiye'de cumhuriyetin kuruluşundan sonra büyük bir "milletsizleştirme" projesinin uygulandığını belirten Külünk, Türkiye'de Türkçülük yapanların birçoğunun aslında Türk olmadığını söyledi.
Haber7.com'un haberine göre Külünk, Ankara'da cumhuriyetin kurulması sırasında yönetimde bulunanların birçoğunun daha sonradan büyük bir tasfiyeye maruz kaldığını belirterek, "Ankara'da Cumhuriyet'in kurulmasında kimlerin fotoğrafları var? O fotoğrafta Mehmet Akif, Said Nursi, Çerkez Ethem, Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Rauf Orbay ve Atatürk var. Peki 1924'ten sonra o fotoğrafta kimler kaldı? Çerkez Ethem, Mehmet Akif, Said Nursi, kazım Karabekir o fotoğrafta yok. Yani Anadolu'nun dinamikleri gitti. Yani Ankara'yı milletsizleştirdiler. Birlikte kurulan Cumhuriyet'te özellikle 1924'teki anayasadan sonra milleti Ankara'da tasfiye edip, çevreye tutsak ettiler. Ama bu millet 1946 yılına kadar her türlü eziyete ve inkara rağmen köşesine çekilip yine de isyan etmedi." dedi.
"TÜRKÇÜLÜK YAPANLAR TÜRK DEĞİL"
"Ne gariptir ki, Türkçülük yapanların hiçbiri Türk değil. Ve ne gariptir ki Türkçülük yapanların hepsi 'Medine ve Osmanlı Düşmanı' jakobenlerdir. Ve bunların tarif ettiği bir Türklük... " diyen Külünk, "İşte bunun son örneği Meclis'te yaşandı. CHP'li bir milletvekili çıkıp, BDP'lilere "Türklerle Kürtler eşit olamaz" diyor. Hangi Türklükten bahsediyorsun? Bu anlayışta olan insanlar, o zaman Yavuz Sultan Selim'in İdris-i Bitlisi ile kurduğu bağa, Fatih Sultan Mehmet Han'ın yanı başındaki Molla Gorani (Gorani aşiretindendir) ile Ceziri Ahmed Efendi (Fatih Sultan'a kaside yazan alim) ve Alparslan'ın ordusundaki Kürtlere baksınlar. Yine bu Türklük tanımını yapanlar, İslam'da insanların fıtratına dair bir inkar olup olmadığına baksınlar... Bunların tarif ettiği Türk, Türklükle hiç alakası olmayan, bu topraklara yabancı, ne Oğuz boyuyla ne de Türkmen boyuyla bağlantısı kopan bir Türk'tür... " diye konuştu.
Külünk şunları söyledi: "Neden 28 Şubat, Doğu ve Güneydoğu'daki medreselerin kapısına kilit vurdurdu, oranın aydın ve alim insanlarını sürgüne mecbur etti? Çünkü Milli Şef döneminde yapılmak istenen "10 yılda 15 milyon genç yarattık" denilerek, yapılmak istenenle, 28 Şubat'ta terör örgütünün birlikte akıl üreterek başarmak istediklerinin arasında hiçbir fark yok. Hepsinin merkezinde "Medine düşmanlığı" var. Türk Devleti'nin Medine'siz düşünemezsiniz. Çünkü Türk Devleti'nin bekası Medine'den geçmektedir. "
metinkulunk.org