4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Şehvet

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.952, Level: 60
    Points: 7.952, Level: 60
    Level completed: 1%,
    Points required for next Level: 198
    Level completed: 1%, Points required for next Level: 198
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    sürur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Sep 2010
    Mesajlar
    1.029
    Points
    7.952
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Şehvet

    Yüce Allah insanda “akıl” “öfke” ve “şehvet” olmak üzere üç temel duygu yaratmıştır. Her bir duygunun kendine özgü yaratılış amacı ve bu amaca yönelik vazifeleri vardır. İnsan bu duyguları ifrat ve tefritten kurtararak iradesi ile istikamete sevk ederse adalet ve istikameti sağlamış olur. Akıl insana hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırt edebilmesi ve ilimle kendisini donatarak “Hikmet” çerçevesinde kendisine ve insanlığa faydalı olması için verilmiştir. Aklın ifratı batılı hak ve hakkı batıl, doğruyu yanlış ve yanlışı doğru gösterecek derecede aklı yanıltmak, yani cerbeze, tefriti ise hakkı ve batılı ayıramayacak derecede “ahmak” ve “aptal” olmasıdır.

    Öfke ise insanın kendisini ve insanları tehlikelerden ve düşmanlardan koruması ve hayatını devam ettirebilmesi için verilmiştir. Öfkenin ifratı insanlığı mahvedecek derecede zulme ve haksızlığa saparak mahveden “tehevvür” tefriti ise hakkını müdafaa edemeyecek derecede korkak olmasıdır. İstikameti ise hakkı müdafada cesaret ve “şecaattir.”

    Şehvet ise insanın kendi hayatını ve neslini devam ettirebilmesi için verilmiştir. Şehvet duygusunun ifratı yemede, içmede ve cimada aşırıya giderek harama düşmesi, hakkı olmayan harama saparak namusları payimal etmesidir. Tefriti ise ne helale ve ne de harama iştihasının olmaması, yani humud halinde olup yemede içmede ve iştihada başkasına muhtaç halde bulunmasıdır. İstikameti ise her konuda “iffeti” koruması ve haramdan elini, gözünü, fercini ve midesini korumasıdır.

    Akılda hikmet, öfkede şecaat ve şehvette iffeti koruma haline adalet ve istikamet denir ki yüce Allah bizim istikamet üzere olmamızı istemiş ve her namazda “Allahım! Bizi sırat-ı müstakim üzere istikamet üzere olan kendilerine nimet verdiğin peygamberler, sıdıklar, şehitler ve veliler ile beraber olmamızı sağla” (Fatiha, 1:6-7) diye dua etmemizi istemiştir.

    Şehvet duygusunun iki önemli vazifesi vardır. Birincisi, insanın yeme, içme ve cima lezzetini idrak ederek ahretin lezzet ve saadetini buna kıyas ederek numunelerini burada tatsın ve ahirete, cennete müşteri olsun. Bu dünyadaki lezzetler numunelerdir. Yüce Allah burada tattırmasının hikmeti orda yedirmek istemesidir. Bu nedenle insan bu dünyada helal lezzetleri tadarak şükretmeli ve ahirete yönelmelidir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “nümûnelerine bakarak tatmaya izin vardır; ama hayvan gibi yutmaya izin yoktur.” İkinci hikmeti ise nesli devam ettirmektir.

    Şayet bu duygular şeriatın ölçüleri ile zapt-u rapt altında alınarak yaratılış gayesine yöneltilmezse insanı dalalete sürükler ve dünyada pek çok haksızlık ve zulümlere ve ahirette cehennemi kazanmaya sebep olur. Yüce Allah Kur’ân-ı Kerimde “Allahım! Bize güç yetiremeyeceğimiz şeyleri yükleme” (Bakara, 2:286) şeklinde yalvarmamızı istemiştir. İnsanın güç yetiremeyeceği şey ise şehvetinin ve öfkesinin azmasıdır. Akıl ve ilim insana tercih için yol gösterir ve iradeye baskı yapmaz. Ancak öfke ve şehvet zorlayıcıdır, iradeyi baskı altına alır ve irade ve aklı dinlemeyerek kötülüğe ve harama yönlendirir. Bu nedenle öfkenin ve şehvetin kabararak serkeşliğe yönelmesinden Allah’a sığınmak gerekir. Abdullah b. Abbas (ra) “Felak” suresinde geçen “Karanlığın çöktüğü zaman şeytandan Allah’a sığın” (Felak, 113:3) ayetinin bir manasının da insanın öfkesinin ve şehvetinin kabarması olarak yorumlamıştır. Bu nedenle peygamberimiz (sav) “Allahım! Gözümün, kulağımın, kalbimin ve şehvetimin şerrinden sana sığınırım” diye dua etmiş ve bizlere de bu şekilde dua etmemizi ve bu duada sığındığımız şeylerden akıl ve irademizle kaçmamızı istemiştir.

    Peygamberimiz (sav) bir diğer hadislerinde “Kadınlar şeytanların tuzaklarıdırlar. Erkeklerde şehvet duygusu olmasaydı kadınların erkekler üzerinde bir saltanatı olmayacaktı” buyurmuşlardır. Nitekim Şeytan aleyhilla’ne Musa’ya (as) gelerek şöyle demiştir. “Ya Musa! Benim insanlar üzerinde saltanatım ve gücüm üç şeyledir: Birincisi, nikâhı düşen bir kadınla yalnız kalan kimsenin şehvetini tahrik ederim. Ben araya girer kalbine fitne verir ve o şehvetle erkeği kadına kadını da erkeğe musallat ederim. İkincisi, Allah’a verdiğiniz sözleri, akitleri ve yeminlerinizi yerine getiriniz. Şayet bu konuda gevşeklik gösterirseniz ben araya girerim. Gereğini yapmaması için vesvese ve telkinlerde bulunurum. İradesi güçlü olmayana galip gelirim. Üçüncüsü, sadaka vermeye ve hayır yapmaya niyet ederseniz hemen gereğini yapınız. Yoksa araya hemen girer ve başka ihtiyaçlarınızı aklınıza getirerek o hayrın yapılmasına engel olurum” demiştir.

    Helal dairesi geniştir, harama girmeye hiç gerek yoktur. Allah’ın farzları da azdır ve bunları yapmakta hiçbir güçlük yoktur. Kişi ihtiyaçlarını ve lezzetlerini helal dairesinde ve meşru şekilde takip edebilir. Allah’a şükreder ve bundan dolayı da ibadet sevabını da kazanır. Allah insanın şehvetini helal yoldan tatmin etmesi için evlenmeyi meşru kılmıştır. Kişi şehvetini helal yoldan tatmin etmeli ve şeriat dairesinde duygularını terbiye etmelidir. Aklını şehvetin emrine değil, şehvetini aklının emrine veren istikameti bulur ve kurtulur. Akıl beden ülkesinin yöneticisidir, sabır da onun en sadık veziridir. Bu nedenle Allah akıldan ve sabırdan daha değerli bir şey yaratmamıştır. Sabreden ve aklını kullanan için dünya ve ahret mutluluğu vardır.

    Sevgini ifrat mertebesine “Aşk” adı verilir. Aşk aklın değil, şehvet ve sevginin aşırıya kaçmasından kaynaklanan ruhani bir hastalıktır. Hiçbir hedefi olmayan ve insanın istikametini bozan, diğer duygu ve kabiliyetlerini körelten ve insanı diğer vazifelerini engelleyen boş bir kalp hastalığıdır. İnsan aklını kullanarak, bakışlarını ve kulaklarını koruyarak bu hastalığa yakalanmaktan korumalı ve şayet böyle bir hastalığa yakalanmış ise kısa zamanda bundan kurtulmaya çalışmalıdır.

    Aşkın bir diğer mertebesi kişinin paraya ve mala âşık olması ve gözünün paradan ve maldan başka bir şeyi görmemesidir. Bu da insanı her türlü hayırdan ve iyilikten yoksun bırakan, insanın insanlığını ve mürüvvetini yok eden “tamahkârlık ve cimrilik” denen bir hastalıktır ki bu da şehvetin bir başka yönüdür. Mal, mülk, evlat ve makam aşkı da böyledir. Şayet tedavi edilmez de kalpte kökleşirse tedavisi ve kalpten çıkarılması çok zordur. Aynı şekilde oyun ve eğlenceye aşırı düşkünlük de böyle bir hastalıktır. Bu zamanımızda sinema ve spor hastalığı, günümüzde ise internet oyunları hastalığı şeklinde tezahür etmektedir.

    Oyun ve eğlenceye de insanı ihtiyacı vardır; ama bu hastalık derecesine gelmemelidir. Oyun ve eğlence dinlenmek, çalışan bedeni, aklı ve kalbi dinlendirmek içindir. Oyun ve eğlencenin kendisi bir amaç olmadığı için şeraite göre oyun ve eğlencelerden kazanılan paralar meşru ve helal değildir. Oyundan kazanılan paraya kumar adı verilir ve bu haramdır. İnsanın ibadet ve çalışmadan yorulduğu zaman dinlenmesi için hanımı ile eğlenmesi de bir nevi ibadettir. Nitekim peygamberimiz (sav) “Ey Aişe! Benimle konuş…” buyurarak bu ihtiyacını gidermiştir.

    Akıllı ve olgun bir insana gereken her şeye gereği kadar değer vermek ve gereksiz şeylere gereğinden fazla değer vererek istikametten ve adaletten ayrılmamaktır. Allahın emri ve mahmud olan, yani sevilen ve istenen şehvetin mutedil olması “iffet” ölçülerini aşmaması ve helale yönelmesidir. Akla ve şeriate uygun olmayan her şey bütün dinlerde kerih ve çirkin görülmüştür. Akıl ve hikmet erbabı da aynı noktada ittifak etmişlerdir. İnsan kendisini her konuda Allah’a yaklaştıran şeylerle meşgul etmelidir.

    Peygamberimiz (sav) “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” buyurarak bizi ikaz etmiş ve kişiyi Allah’a yaklaştırmayan ve uzaklaştıran her şeyin insana faydasız olduğunu ve ondan Allah’a sığınmak gerektiğini bize haber vermiştir. Bu nedenle riya ve kibri netice veren ilim dahi insanı Allah’tan uzaklaştırdığı için mezmumdur. Böyle bir ilim din ilmi de olsa Allah’a sığınmak gerekir. Diğerleri buna kıyas edilebilir. Aynı şekilde “kadın, çocuk, mal kişiyi Allah’a yaklaştırdığı, yani meşru ölçüler içinde helal yoldan kazanıldığı, şükre ve ibadete vesile olduğu kadar faydalıdır. Bu amaca yönelmiş olmalıdır. Evlenmek gözü, kalbi ve ferci haramdan korumak için gereklidir.

    Sonuç olarak peygamberimiz (sav) “Erkekler için kadınlardan daha büyük ve zararlı fitne yoktur” buyurmuşlar ve bu nedenle Kur’ân-ı Kerimin “gözlerinizi haramdan koruyun” emrine uymak gerektiğini ifade etmişlerdir. Zira bakış kalbe şehvet tohumunu eker. Zinanın başlangıcı gözün bakması ve kalbin temenni etmesidir. Bu nedenle harama götüren yolları kapatmak gerekir. İnsan aklını kullanmalı ve kendisini ilgilendirmeyen hususlarla boş yere meşgul olarak amacından ve faydalı işleri yapmaktan geri durmamalıdır. Yine de insan kendisini her zaman koruyamayabilir. Peygamberimiz (sav) “Kim bir kadına âşık olur da bunu gizlerse ve şehvetine uyarak hareket etmezse Allah onu şehit olarak ölmeyi nasip eder” buyurarak şehvetine uymamanın mükâfatının sonunda şahadet olduğunu da haber vermiştir.
    M. Ali KAYA
    Sen burada misafirsin.
    Ve buradan da diğer bir yere gideceksin.
    Misafir olan kimse , beraberce getiremediği bir şeye kalbini bağlamaz
    Bu menzilden ayrıldığın gibi, bu şehirden de çıkacaksın.
    Ve keza,bu fani dünyadan da çıkacaksın.
    Öyle ise aziz olarak çıkmaya çalış.
    Vücudunu mucidine feda et.
    Mukabilinde büyük bir fiat alacaksın

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 9.735, Level: 66
    Points: 9.735, Level: 66
    Level completed: 22%,
    Points required for next Level: 315
    Level completed: 22%, Points required for next Level: 315
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Nuralanur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Jul 2009
    Yer
    xxx
    Mesajlar
    1.617
    Points
    9.735
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Cevap: Şehvet

    Rabbim cümlemizi şehvani duygulardan muhafaza etsin ...

    Rabbim ebeden razı olsun
    Allah’a bin kere hamd olsun. Sonra, ben cemiyetin iman selâmeti yolunda âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmi beş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun.

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 3.847, Level: 39
    Points: 3.847, Level: 39
    Level completed: 32%,
    Points required for next Level: 103
    Level completed: 32%, Points required for next Level: 103
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    turan baba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Feb 2010
    Mesajlar
    8
    Points
    3.847
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    0

    Standart Cevap: Şehvet

    Amin : İnşallah.

  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 4.983, Level: 45
    Points: 4.983, Level: 45
    Level completed: 17%,
    Points required for next Level: 167
    Level completed: 17%, Points required for next Level: 167
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    umay - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    May 2009
    Yer
    van/erciş
    Mesajlar
    149
    Points
    4.983
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Cevap: Şehvet

    rabiim hiç bir kulunu şeytanın oyunlarına düşürmesin...

Benzer Konular

  1. Şehvet tufaninin aci meyvesİ: Zİna
    By Reyhani in forum İslamiyet'te Haram ve Helal.
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.07.10, 17:42
  2. Şehvet
    By Konyevi Nisa in forum Kur'an Fihristi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07.06.09, 11:53
  3. Şehvet
    By ACİZKUL in forum Ş - ş - Harfi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.05.09, 15:19

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •