Veda Hutbesi
Allah'a hamd ü senâ ederiz. O'na döneriz. Nefislerimizin fenalıklarından ve kötü emellerinden O'na sığınırız. Allah'ın hidayet ettiğini kimse yoldan çıkaramaz. Allah'ın şaşırttığını kimse yola koyamaz. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka tanrı yoktur. Birdir, eşi ve ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve resülüdür.
Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkmanızı, O'na itaat etmenizi vasiyet ederim. Yaşatan, öldüren O'dur; her şeye kâdirdir. Sözünü gerçekleştirdi; kuluna yardım etti, aleyhinde birleşenleri bozguna uğrattı.
Ey nâs; beni dinleyin! Belki bu yıldan sonra, bu mevkide sizinle bir daha buluşamam. İslamiyet'ten önceki zamana ait bütün cahiliyet âdetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum.
Ey nâs; sözlerimi dinleyin ve anlayın. Her Müslüman, diğer Müslümanın kardeşidir. Bütün mü'minler kardeştir. Bir kimseye kardeşinin malı helal olmaz; meğer ki gönül rızasıyla vermiş ola. Kendinize zulüm etmeyin.
Kölelere gelince: Onlara kendi yediklerinizden yedirin ve giydiklerinizden giydirin. Affedemeyeceğiniz bir hatayı işlerlerse, onlardan ayrılın. Onlar da Allah'ın kullarıdır ve kötü muameleye layık değildirler.
Cahiliyet âdetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum. Bütün kan gütme davaları tamamıyla kaldırılmıştır. Bunlar, yalan ve uydurma şeylerdir. Ortadan kaldırılan ilk kan davası, Abdulmuttalib oğullarından Haris'in kan davasıdır.
Her türlü riba da (faizcilik) kaldırılmıştır. Allah, "riba yoktur" diyor. Ortadan kaldırdığım ilk riba, amcam Abdulmuttalib oğlu Abbas'ın ribasıdır. Sermayeleriniz yine sizindir. Ne zulmediniz, ne de zulüm görünüz. Borçlular, alacaklılara ancak aldıkları parayı iade edecektir.
Ey nâs! Sizin, kadınlarınız üzerinde birtakım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranınız. Eşlerinize şefkatle muamele ediniz. Siz onları Allah'ın ahdi ile aldınız. Onlar size Allah'ın ahdiyle helal olmuştur.
Ey nâs! Kadınlarınız ve mallarınız, Allah'ınıza kavuşacağınız zamana kadar, bugün nasıl mukaddes bir günse, bu aylarınız nasıl mukaddes aylarsa ve bu belde nasıl kutlu bir belde ise, öylece mukaddestir. Her birinizin kanı ve malı, ötekine haramdır. Kıyamet gününde Allah'ın huzuruna çıkacaksınız. 0 da, size yaptıklarınızı bir bir soracak ve ona göre mükafat ve mücazat verecektir. Sakın bundan sonra kafirler gibi hasım olup birbirinizin boynunu vurmayınız. Nezdinde bir emanet bulunan kimse, bu emaneti kime ait ise ona vermelidir.
Ey nâs! Size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldıkça yanlış yola sapmazsınız. 0 da, Allah'ın Kitabı ve Resülü'nün Sünneti'dir.
Allah, her hak sahibinin hakkını vermiştir. Bu sebeple, vârisler için vasiyet yapmaya lüzum yoktur. Çocuk, kimin yatağında doğduysa ona aittir. Zina edenlerin hak ettikleri şey had'dir. Onların hesabı Allah'a aittir. Babasından başkasına ait olduğunu iddia edenler, efendilerinden başkalarına katılan köleler; Allah'ın lanetini kazanırlar.
Ey nâs! Bir kadının, kocasının izni olmadıkça, onun malından bir şeyi başkasına vermesi caiz değildir. Borç ödenmelidir. Kiralanan mal geri verilmelidir. Hediyeye, hediye ile mukabele etmek yaraşır. Başkalarına kem olan kimse, kefaletin sorumluluğunu yüklenmiş demektir.
Ey nâs! Şeytan, sizin bu yurdunuzda tapılmaktan ümidini kesmiştir. Bilakis, hor gördüğünüz birtakım amellerle hoşnud olur. Dininiz hususunda ondan sakınınız.
Ey nâs! Aşırı olmaktan, ifrattan sakının. Evvelkilerin mahvolmalarına sebep, dinde aşırı olmalarıdır. Nesi', küfrün aşırısıdır. Küfredenler, onunla saptılar. Onu bir yıl helâ1 sayarak, bir yıl haram sayarak Allah'ın kan dökmeyi yasak ettiği ayları geciktirmek ve böylece Allah'ın haram kıldığım helâl kılmak, helâl ettiğini haram saymak isterler. Zaman döndü dolaştı, nice devirler yaptı; yine Allah'ın yeri göğü yarattığı sıradaki hali üzere geldi. Allah nezdinde ayların sayısı onikidir. Dördü haram aylardır; üçü ardarda gelir. Receb ise tektir.
Her katil, suçundan kendisi mes'uldur. Hiçbir katilin işlediği suç, çocuklarına şamil olmaz. Hiçbir oğlun ve kızın suçu babayı sorumlu kılmaz.
Müslümanları doğru yola yönelten adam kesik burunlu bir zenci de olsa, ona itaat edin ki, cennete giresiniz.
Burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsinler. Olabilir ki burada bulunmayanlar içinde, arzettiklerimi bulunanlardan daha fazla hatırlayacak olanlar çıkar.
Tebliğ ettim mi?" Ashab-ı kiram;
- Evet, dediler. Bunun üzerine Allah Resülü;
"Şahit ol ya Rab!" dedi ve devesini sürüp yürüdü.
Hutbenin ardından Resülullah Efendimiz, öğle ve ikindi namazlarını kıldırdı. Akşama yakın, devesi Kasva'nın üzerindeyken şu âyet-i kerime nazil oldu: "İşte bugün, sizin için dinini kemâle erdirdim. Üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâmiyet'i seçip kabul ettim..." (el-Maide, 3)
Resülullah Efendimiz bu âyet-i kerimeyi okuyunca sahabe-i kiram sevince boğuldular. Yalnız Hz. Ebubekir ağlıyordu. Zira Resülullah'ın risâletinin tamamlanıp yakında bu âlemden göçeceğim anlamıştı. Bu da, O'nun Resülullah'a düşkünlük, incelik ve hassasiyetinin başka bir göstergesidir.
Arafat'tan Müzdelife'ye, oradan da Mina'ya geldiler. Daha sonra kurban kesme mevkiine gelen Resülullah, ömür sürdüğü her yıl için bir kurban olmak üzere 63 tane kurban kestiler. Saçlarını traş ettirip hatıra olarak sahabilerine dağıttılar. Bu tavrı da, yakında dâr-ı ukbaya göç edeceğine delâlet ediyordu. Bu sırada Halid b. Velid; "Bana alnınızın üzerinden bir tutam veriniz. "isteğinde bulunmuş; Hz. Peygamber Efendimiz de, ömürboyu muzaffer olması için dua ederek isteğini yerine getirmişti. 0 saç ve duanm bereketiyle girdiği her savaştan galip çıkan Hz. Halid, "Ben, onu hangi tarafa yönelttimse, orası fetholundu." demiştir.
Resülullah, daha sonra diğer ziyaret ve vazifeleri tamamlayıp Medine'ye dönmüşlerdir. Bu, Efendimizin ilk ve son haccı olmuştur.